Ressam Gökhan Yıldırım, Kur-an’ı Kerim’de bildirilen Bakara Suresi’nin 260’ıncı ayetinden ileri gelen Hz. İbrahim’in kuş kıssasını kendi yorumuyla bir tabloya aktardı ve tabloyu Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Side bölgesinde bulunan Sueno Oteller Yönetim Kurulu’na hediye etti. Ressam Yıldırım, bahsedilen ayetten hareketle oluşan tablonun insan ve hayatla ilişkilendirilmiş hikâyesinde adeta hikmetten bir kare sunuyor.
Ressam Yıldırım’ın kendinin kaleme aldığı tablonun hikâyesi şu şekildedir:
“İNSANOĞLUNUN GENLERİNE HER DAİM MERAK ETMEK, ARAŞTIRMAK, DÜŞÜNMEK, İŞLENMİŞTİR”
Bazen ne çizeceğimi haftalarca aylarca düşündüğüm oluyor, zaten aslında en zor kısmı da bu oluyor. Bir kaygı, bir düşünce, bir ruh halini vermek onu ortaya koymak; farklı olmalı ihtiyacından ileri geliyor. Herkes hayal kurabilir ama sen de hayallerinde ötesini kırabilirsin. Çok kitap okumak, gezmek, derin insanların yüreğine inmek, onları dinlemek, hafızasında dolaşmak… Bunlar sadece ilham olan şeyin bir küçük kısmı. İnsan olarak merak etmişizdir; geçmişi, yaşananları, bizi yaratanı, var oluş sebebimizi, neden bu dünyada olduğumuzu… Ama geliş amacımız tamamıyla kul olmaktır. İnsanoğlunun genlerine her daim merak etmek, araştırmak, düşünmek, işlenmiştir. Nasıl ki şimdi böyle ise bu geçmişte de böyleydi. Ve Allah insana “OKU” yani öğren dedi. Bazen çok okuduğumda bunu aklıma yer ediyorum. Neyi okumak neyi öğrenmek
“İNSAN BENİM SIRRIM, BEN İNSANIN SIRRIYIM”
Çok sevdiğim bir hadiste şöyle diyor; “İnsan benim sırrım, ben insanın sırrıyım” Bundan yola çıkmışımdır çoğu zaman. Verilen her şeyde bir mesaj, yaratılan her şeyde bir estetik vardır. Bu tabloyu bir gece tekrar okurken hayalimde canlandırmıştım.
İbrahim peygamber de bizim gibi yaratılan insandı. Merak içindeydi, neden dünyadaydı, neden ölüm ve dirilme vardı? Ve O’nu yaratan rabbine sormakta tereddüt etti lakin bunu rabbine sordu. Çünkü onun içine de o merak araştırma duygusunu onu yaratan vermişti. Ve “ Rabbim! Ölüleri nasıl diriltiyorsun, bana göster!” deyince, rabbi “Yoksa inanmıyor musun?” demişti. O “Hayır inanıyorum, fakat kalbim tam kanaat getirsin” şeklinde cevap verdi. Rabbi “Kuşlardan dört tane al, onları kendine alıştır, sonra (parçalayıp) her bir tepeye onlardan bir parça bırak, sonra onları çağır. Koşarak sana gelecekler ve şunu bil ki, Allah hep galiptir ve hikmet sahibidir” buyurdu. İbrahim (as) bunu yaptı, çünkü merak içindeydi. Biliyordu bu onu yaratana zor değildi. Ve gözüyle görmek, doyuma ulaşmak istiyordu, şüphe etmedi. Yalnız bunun doyuma ulaşmasını istiyordu ve İbrahim (as) kalbini tatmin edecekti.
“HZ. İBRAHİM’İ BİR IŞIK GİBİ RESMETTİM”
Bu eseri çizerken çok düşündüm ve bazı detaylardan kaçındım. Orda ki kuşların hangi kuşlar olduğunu bilmeden onları bir figür gibi resmettim. Bir realist durumdan kaçındım. İbrahim’i (as) bir ışık gibi resmettim. Kuşların cinsini ben bile hayal edemediğim için bir figür gibi ışığa yönlendirerek resmettim. Ve her zaman kullandığım yeşilin tonlarına boyadım.
Buradaki mesaj insanoğlu bir sır ve o sır hiç uzakta değil kendi içinde yatıyor. Yaratan insana her anlamda estetik kaygı yükledi ve ona hayat verdi. Ona öğren, sor, araştır, doyuma ulaş dedi. Hedef olmalı insan öğrenmekten sormaktan vazgeçmemeli. Tatmin olmak, gönlü tatmin etmek herkese haktır.
Ressam Yıldırım, “Bu tabloyu keyifle ortaya koydum ve çok sevdiğim Sueno Oteller Yönetim Kurulu Başkanı’na taktim ettim. Eserin layığı ile gelecek yıllarda korunacağına eminim. Tablo 220 santimetre genişliğinde 170 santimetre yüksekliğindedir. Yağlı boya keten üzerine resmedilmiştir. Gelecek olan sergimde 12 parça üzerinde çalışmaktayım. Sürreal ağırlığı olan bir sergi oluşturmaktayım” diye açıkladı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)