Bildiğiniz gibi “Kuru Otlar Üstüne” filmi ilk olarak Cannes film festivalinde gösterildi ve Merve Dizdar en iyi kadın oyuncu ödülünü alarak hepimizi sevindirdi “Kuru Otlar Üstüne” filmi Anadolu’nun ücra bir köyünde resim öğretmenliği yapan bir adamın hikayesini anlatıyor Samet zorunlu hizmetinin sonlarına yaklaşmış ve bu ıssız köyden kurtulmak için gün sayıyor filmde. Neredeyse filmde her şeyi Samet’in bakış açısıyla görsek de Samet’in öğretmen arkadaşı Kenan’ın ve başka bir okulda öğretmenlik yapan Nuray’ın hikayelerini de izliyoruz.
Olaylar ise iki öğrencinin Samet’i kendilerine fazla yakın davranmakta suçlamasıyla başlıyor Film 3 saat 17 dakika olmasına rağmen hiç öyle hissettirmiyor sakin bir tempo ile ilerliyor ve bunu çok iyi koruduğu için. Filmi izlerken hani sanki bir kitap okuyor gibi hissediyorsunuz kendinizi. Filmi izlerken yorulduğum veya sıkıldığım çok az yer var ama bunlar da filmin yavaş ilerlediği yerler değil tam tersine diyalogların önceden yazılmış ve yoğun hissettiği yerlerde yorum ama burada tabii ki filmin yönetmeni Nuri Bilge Ceylan’ın stiline söyleyeceğim bir şey yok.
Kendisi gerçekçi olmaktan çok karakterlerin aşırı derin ve uzun cümleler kurduğu tartışma sahneleri çekmeyi seviyor Ben bu sahnelerde sanki her karakter yönetmenin kafasındaki farklı bir ses gibi hissediyorum zaten. Bu filmde Nuri Bilge Ceylan gerçekçi olmaya çalışmıyor. Hatta bir tane sahne var izleyen hemen hemen herkes hangi sahne olduğunu anlamıştır. O sahnede film hani ben çekildim diye bağırıyor. Bu filmde karakterler çok iyi yazılmış ve onları canlandıran oyuncularda harikaydı.
Mesela Samet başta normal biri gibi dururken öğrenciler tarafından suçlanınca bambaşka bir karaktere bürünüyor Deniz Celiloğlu bu karakterin farklı yüzlerini çok iyi canlandırmış Bu arada film başta sadece bir olaya odaklanacak gibi dursa da ilerledikçe aslında bu olayın karakteri daha iyi anlamanız için gerçekleştirdiğini filmin aslında o olayı değil de Samet’in nasıl biri olduğunu anlattığını fark ediyoruz.
Çoğu insan bir sıkıntısı yoksa sempatik veya normal davranır. İnsanların göstermek istemedikleri şeyleri daha çok üzerinde baskı olduğunda gösterir. Samet’te de tam olarak böyle oluyor ve karakterin kırılgan egosunu çok iyi görüyoruz. Samet’in sürekli kendini mağdur görmesi, öğretmen olmanın ne demek olduğunu anlayamaması ve her şeye yüz göz olması gerçekten çok iyi işlenmiş Tabii burada Samet’in gözde öğrencisi Sevim’i canlandıran Ece Bağcı’yı da konuşmak lazım. Kendisinin ilk filmi olmasına rağmen harika oynuyor. Hani bazen öyle bir şey olur ki sevdiğiniz örnek aldığınız kişiye olan bakış açınız bir anda değişir. O kişinin aslında düşündüğünüz kişi olmadığını fark edersiniz de bundan sonra bir daha o kişiye aynı şekilde bakamazsınız. Sevim karakterinde böyle bir şey oluyor ve ayrıca sadece gözleriyle bu hissi inanılmaz anlatıyor.
Filmde Merve Dizdar’da harikaydı. Canlandırdığı Nuray karakteri daha önce ülkesine ve yaşadığı dünyayı daha güzel bir hale getirmeye değiştirme çalışmış ama bunun sonunda istediğini alamamış çok yorulmuş bir insan karakteri çiziyor.
Ben bu kime kesinlikle sinemada gidin diyorum zaten evde izlerken dikkatinizi dağılabilir Evde izlerken daha çok dikkat dağıtan şey var ama dikkatimi toparlayamam emin değilim diyorsanız bunu dikkatinizi geri kazanmak için bir sınav olarak görebilirsiniz. Zaten evde oturursanız 8 saat Netflix izleyip, 12 saat telefonunuza bakacaksınız O yüzden 3 saat 20 dakikalık bir filmi izlemek aslında düşündüğünüz kadar zor değil Bazı filmler gerçekten sıkıcı olabiliyor ama emin olun bu film öyle bir film değil.
Kamil Hızer / Aktüel10.com
Instagram: @kamilhizer